• E-Posta
  • Yazdır

Palandöken,`Ab`ye Üyelik Sürecinde Kik Çalışmalarında Mesafeler Katettik`


 

İZMİR- 33`üncü Türkiye AB KİK Toplantısının açılışında konuşan TESK Genel Başkanı ve AB-TÜRKİYE KİK Eş Genel Başkanı  Bendevi Palandöken, Türkiye`nin AB`ye üyelik sürecinde KİK çalışmalarında önemli mesafeler kaydettiklerini söyledi.

 

Bu süreçte AB`ye üyelik kriterlerini yerine getirmek için önemli adımlar atıldığını kaydeden Bendevi Payandöken, `Sizleri şahsım ve Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Türkiye kanadı adına en derin saygılarımla selamlıyor; 33. KİK toplantısına ve ülkemizin üçüncü büyük şehri olan güzel İzmirimize hoşgeldiniz diyorum. Bu vesileyle ülkemizde göreve başlayan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Sayın Stefano Manservisi`yi de kutluyorum. İnanıyorum ve temenni ediyorum ki; kendilerinin görev süresinde ve İtalya`nın AB Dönem Başkanlığı döneminde, ikili ilişkilerimiz daha da gelişecek ve güçlenecektir. Türkiye`nin AB`ye üyelik sürecinde ikili ilişkilerimizin en önemli unsurlarından biri olan KİK çalışmalarında geride bıraktığımız dönemde önemli mesafeler katettik. Bu süreçte ülkemiz de AB`ye üyelik kriterlerini yerine getirmek için önemli adımlar attı. Ülkemiz için AB süreci, demokratik, sosyal, ekonomik, kazanımlarla taçlanırken, kimi zaman da vize, kota, serbest ticaret anlaşmaları, veto gibi siyasi ve ekonomik sorunlarla tıkandı. İşte biz gerek Türkiye, gerek AB kanadı KİK üyeleri olarak çalışmalarımızda bu sorunların çözümüne katkı sağlayacak adımları ele aldık, mevcut durumu değerlendirdik ve pozitif bir yaklaşımla diyalog ortamını geliştirmeyi hedefledik` dedi.

            -`NİHAİ HEDEF AB`YE ÜYELİKTİR`

Gelinen noktada yaptıkları çalışmaları da değerlendiren Palandöken, `Şunu büyük bir gurur ve onurla söylüyorum ki; başta vize sorunu olmak üzere; sorunların çözümünde ve hatta uzun bir süreden sonra fasılların tekrar görüşmeye açılması gibi pek çok konuda atılan karşılıklı adımlarda KİK çalışmalarının sağladığı katkı yadsınamaz. Bizler iki tarafın sivil toplumunun sesiyiz. Siyasetten arınmış olarak halkların dilini konuşuyoruz. Nitekim, AB`ye katılım süresinde; Türkiye demokrasisini daha ileri taşımak; ekonomik dönüşüm sürecini tamamlayarak, süreci üyelik ile sonuçlandırmak bizim için nihai hedeftir. Biliyorsunuz; 32. KİK Toplantısını Brüksel`de gerçekleştirdiğimiz Kasım ayından bu yana ülkemizde, başta seçimler olmak üzere, çok yoğun bir gündem yaşıyoruz. Bu gündemde hiç kuşkusuz, AB- Türkiye ilişkilerinde en öne çıkan nokta, vize serbestîsi için atılan adımlar ve geri kabul anlaşmasının imzalanması oldu. Bu imzayla birlikte; Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metninin de imzalanmasıyla, Türk Vatandaşlarının serbest dolaşımına ilişkin AB ile vize diyaloğu süreci resmi olarak başlatılmıştır. Bu imzayla Türkiye ile AB, yıllardır büyük tartışmaların yaşandığı vize konusunda, farklı bir sürece adım atmış oldular. Bilindiği üzere; bu süreçte Avrupa Komisyonu Schengen (Şengen) Vize Kodunda `Yumuşama`  ve `Kolaylaştırmaya` yönelik atılacak adımları da kamu oyu ile paylaştı.Türk vatandaşlarının Schengen bölgesinde yaşadığı vize sorunlarının çözümüne ilişkin atılan bu adımlar elbette önemlidir. Ancak, Türk vatandaşlarının Schengen bölgesinde serbest dolaşımı, Türkiye- AB Ortaklık Hukuku, Gümrük Birliği ve 1987 tarihli `Demirel,, Kararından bu yana geçen süreç 2013 tarihli `Demirkan,, kararına kadar uzanmıştır. Avrupa Birliği Adalet Divanının 50`den fazla kararında vize uygulamasının başladığı 1980`li yıllardan günümüze kadar hep serbestleşme vurgusu öne çıkmıştır. Unutulmamalıdır ki; Divanın 2009 yılında verdiği ve Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin Katma Protokole  aykırı olduğu yönündeki `Soysal,, Kararı halen geçerlidir. Aradan 5 yıl geçtikten sonra, geçtiğimiz Mart ayında Berlin Yüksek İdare Mahkemesinin vermiş olduğu vize serbestisine dair karar da bunu bir kez daha ortaya koymuştur. O halde değerli konuklar Avrupa Birliği ve Schengen Bölgesi ülkeleri bu kararlara uygun hareket etmelidir. Yargı kararlarının uygulanması sadece Türkiye`den değil tüm hukuk devletlerinden beklenen bir eylemdir. Bu kararlara uygun hareket edilmesi, Gümrük Birliği kapsamında yapılan ticarete de olumlu katkı sağlayacaktır` diye konuştu.

 

            -`AB`NİN TEMELİ EKONOMİK İŞBİRİLĞİ`
AB`nin temelini ekonomik birliğin oluşturduğunu herkesin bildiğini de anlatan Bendevi Palandöken, `O halde; siyasi birliğe giden en önemli adımı da ekonomik birlik oluşturmaktadır. Malların serbest dolaşımda olduğu, ancak bu malların ticaretini yapanların önüne vize engellerinin konulduğu bir ortamda, rekabetin korunduğundan, serbest ticaret yapıldığından ve dolayısıyla ekonomik birliğin sağlanacağından söz edilemez. O nedenle vize konusunda atılacak her adım, sürecin önündeki engelleri ortadan kaldırabileceği gibi, coğrafya olarak birbirine çok yakın ve tarihsel bağlarla bağlı AB ve Türkiye`yi birbirine yakınlaştıracaktır. Sorunların aşılması için karşılıklı atılan adımlar, bir bütün ve beraber olmamızı sağlayacaktır. İşte bu amaçla ve bu bakış açısıyla oluşturduğumuz 33. KİK toplantısı gündeminde yine AB sürecinde önemli yer tutan konuları masaya yatıracağız. Bu kapsamda bugün insan haklarının korunmasında Ombudsmanın (Kamu denetçisinin) rolü ilk ele alınacak konu olacak, daha sonra vize konusu ve Akdeniz bölgesinde makro bölgesel politikalar konusunu değerlendireceğiz. Toplantının yarınki son bölümünde ise AB ve ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı görüşmelerini ele alacağız. AB üyeliği, bizim için uzak ve gerçekleşmez bir hayal değil, aksine Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK`ün gösterdiği, çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma hedefidir.  33. KİK toplantısında gündemimiz önemli konuları içeriyor` şeklinde konuştu.