• E-Posta
  • Yazdır

PALANDÖKEN, "TÜRKİYE`SİZ BİR AVRUPA, GERÇEK BİR AVRUPA OLMAYACAKTIR"


 

ANKARA - Avrupa tarihinin en başarılı projelerinden biri olan, Avrupa Birliği için 9 Mayıs Avrupa Günü, Avrupa Marşı, Ortak para birimi Euro (Avro), Avrupa Birliği Bayrağı gibi entegrasyon sürecinin önemli bir sembolüdür.Türk halkı, Ulu Önder Atatürk`ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak yolunda AB`yi kendisinin de benimsediği ortak değerler bütünü, yaşam koşullarının en yüksek standartlara ulaştırılabildiği bir refah alanı olarak görmektedir.

Türkiye`siz bir Avrupa, Avrupa Birliği projesinin hedefleri de değerlendirildiğinde eksik bir Avrupa olacaktır, Türkiye`siz bir Avrupa, gerçek bir Avrupa olamayacaktır. AB- Türkiye ilişkileri Ankara Anlaşması ile başlayan Katma Protokol hükümleri ve tam üye olmadan Gümrük Birliğinin kurulması ve nihayet müzakere sürecine başlanılması olarak uzun bir seyir izlemiştir.

Türkiye pek çok Avrupa ülkesinden önce anayasal sisteme geçmiş, çok daha önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımış bir ülke olarak; tarihinden gelen ve tüm bu yerel kültürlerden aldığı zengin mirası Avrupa`ya taşıyan bir köprü ve tüm bunların sentezini yapabilen güçlü bir kültürel hareketliliğin merkezidir. Türkiye`nin AB üyeliği AB`nin küresel bir aktör olma sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlayış içinde AB liderlerinin, Avrupa`nın temel ahlaki ilkelerine uyumlu olarak en temel insanlık değeri olan "taahhütlere sadakat", "ahde vefa" değerleri ışığında hareket etmeleri ile  mümkündür. 

Bu bağlamda; Türkiye olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirirken, politik olarak yeni taleplerin öne sürülmesinin kabul edilemez olduğu da açıkça AB tarafına bir kere daha hatırlatılmalıdır. Bu ilişki karşılıklı yarar esasına göre devam ettirilmelidir.

Öte yandan, Avrupa Birliği`nin ekonomik dinamizmini koruması, insan unsurunu doğru değerlendirmesine bağlıdır. Güçlü teknolojik birikim ancak insan unsuru ile birleştiğinde harekete geçebilir. Unutulmamalıdır ki ülkemizde olduğu kadar tüm Dünyada da esnaf ve sanatkârlar başta olmak üzere işletmeler ekonominin gelişmesinde temel nitelikte bir etkiye sahiptir.

Bu nedenle ülkemiz için de müzakere sürecinde, AB müktesebat uyumu için yapılan çalışmalarda, şeffaf ve katılımcı bir anlayışla süreçten etkilenecek tarafların menfaatlerini dikkate alan, iç dinamiklere uygun ve özellikle esnaf ve sanatkârlara ilişkin mevzuatın süratle uyarlanması gerekmektedir. Esnaf ve sanatkârımız için öngörülen değişim, dönüşüm ve destek projesinin temel gereksinimi olan özendirme uygulamaları gerçekleştirilmelidir. Bu bağlamda da ekonomik açıdan esnaf ve sanatkârımızı güçlendirecek kaynak aktarımı sağlanmalıdır.

Avrupa Günü, AB`nin başarılarının ve `barış, özgürlük, refah ve birlikte çalışma` olarak özetlenebilecek hedeflerinin ışığında `Farklılıkta Birleştik` sloganı altında bütünleşen farklı Avrupa ülkelerinden insanları ve kültürleri bir araya getiren etkinliklerin düzenlenmesi için bir fırsattır. Tarihsel geçmişi ve gelecekteki vizyonu bakımından Türkiye, Avrupa bütünleşme sürecinin bir parçasıdır. AB`ye tam üyeliğimiz bu nedenle Türkiye için bir stratejik hedeftir. Bu hedefe ulaşacağımıza olan inancımız tamdır. Ülkemizde birçok alanda gerçekleştirdiğimiz reformlar Türkiye`nin bu konudaki kararlılığının ve iradesinin açık bir ifadesidir.