Mesleki Eğitim

Mesleki eğitimin Türkiye eğitim tarihi içerisindeki yerine bakıldığında, 12. yüzyıldan günümüze kadar mesleki eğitimin farklı şekillerde gerçekleştirildiği görülmektedir. Cumhuriyet öncesi dönemde mesleki eğitim; 12. yüzyıldan 18. yüzyıl sonuna kadar geleneksel usullerle esnaf ve sanatkar teşkilatlarınca yürütülmüştür. Selçuklularda “Ahilik” adıyla kurulan esnaf ve sanatkar teşkilatı, Osmanlılar döneminde de bir süre devam etmiş daha sonra “Lonca” ve “Gedik” teşkilatlarına dönüşmüştür.

Ahilik teşkilatı “küçük esnaf, usta, kalfa ve çırakları içine alan, onların dayanışmaları kadar mesleklerini dürüstlük ve özenle yapmalarını, ayrıca eğitimlerini amaçlayan” bir yapı olarak tanımlanmıştır.   

Selçuklu ve Osmanlı’nın ilk zamanlarında mükemmelleşen Ahilik sistem sayesinde meslek ve sanatların, usta-çırak ilişkisi içinde kuşaktan kuşağa aktarıldığı görülmektedir. Çıraklık eğitimi Ahilik sisteminin bütüncül eğitim anlayışı içerisinde uzun bir süre başarı ile sürdürülmüştür. Ancak Osmanlı İmparatorluğunun 17. yüzyıldan itibaren giderek zayıflaması ve batıdaki gelişmeleri yakalayamaması nedeniyle, Ahilik teşkilatı zayıflamış ve meslek eğitimindeki fonksiyonunu yitirmiştir.

Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması ile kurulan yeni Türkiye Cumhuriyetinde de çıraklık eğitimi uzun bir süre göz ardı edilmiştir. Sanayileşme politikaları çerçevesinde Cumhuriyetin ilk yıllarında kalkınma yatırımlarına öncelik verilmiş ve sanayinin ihtiyaç duyduğu ara insan gücünün yetiştirilmesi görevini devlet üstlenmiştir. Bu dönemde devletin meslek eğitimi modeli olarak desteklediği ve yaygın olarak uyguladığı model örgün meslek eğitimi modeli olmuş, eğitimin ağırlıkla işyerinde verildiği çıraklık modeline ilişkin örnekler ise sınırlı kalmıştır.

İşyerinde meslek eğitimi ile ilgili ilk düzenleme 1938 yılında yapılmış ve çıkarılan 3457 Sayılı Kanun ile ortalama yüzden fazla işçi çalıştıran işletmelere işyerlerinde meslek kursları açmaları zorunlu kılınmıştır. Diğer yandan da esnaf ve sanatkar kesimi geleneksel yöntemlerle işletmelerde çırak yetiştirmeye devam etmiştir.

1977 yılında çıkarılan 2089 Sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu’nda yalnızca çıraklık eğitimine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. 1986 yılında çıkarılan 3308 Sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’nda ise hem 2089 Sayılı Kanun uygulamasındaki eksikler giderilmeye çalışılmış, hem de örgün meslek eğitimi ve çıraklık eğitimi ilk defa birlikte ele alınmıştır.

1991 yılında, çıraklık ve mesleki eğitimle ilgili bazı düzenlemeler içeren 3741 sayılı Kanun ile 507 Sayılı Esnaf Sanatkarlar Kanunu’nda düzenlemeler yapılmış, ancak 2005 yılında ise 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu da tamamen yürürlükten kaldırılarak yerine 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu getirilmiştir.

1986 yılında yürürlüğe giren 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu; ülkemiz mesleki eğitim sisteminde reform niteliğinde değişiklikler gerçekleştirmiştir. Ancak tüm dünyada yaşanan hızlı değişimin ve gelişmenin sonucunda Kanunda değişiklikler yapmak zorunlu hale gelmiştir. Kanunu değiştirmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığınca 1994 yılından itibaren birçok çalışma yürütülmüştür. Özellikle zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarıldığı 1997 yılından sonra yoğunlaşan çalışmalar sonucunda, 3308 sayılı Kanunu ve ilgili bazı diğer kanunları değiştiren 4702 sayılı Kanun 10/07/2001 tarihli ve 24458 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Anılan yasal düzenleme ile; ülkemizin mesleki eğitim sisteminde yaşanan sorunların çözülmesi ve Avrupa Birliğine geçiş sürecinde ülkemiz insan gücünün daha nitelikli hale getirilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda, Ortaöğretim, mesleki ve teknik eğitim ağırlıklı olarak yeniden yapılandırılmıştır. Örgün ve yaygın mesleki ve teknik eğitim programlarının bir arada uygulanacağı, sertifika, belge ve diploma veren “mesleki ve teknik eğitim merkezleri” adıyla yeni eğitim kurumları kurulmaya başlanmıştır. Mesleki ve teknik ortaöğretim ile yüksek öğretim programlarının bütünlüğü ve devamlılığı esasına dayalı olmak üzere; mesleki ve teknik ortaöğretimi bitiren öğrenciler, istedikleri takdirde bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya en yakın programların uygulandığı meslek yüksek okullarına sınavsız olarak devam edebilme imkanı getirilmiştir.

Öte yandan, bilgi çağı olarak nitelendirilen 21’inci yüzyılda eğitim, değişimin ve dönüşümün en temel aktörü haline gelmiştir. Bugün uluslararası toplumda, ilköğretim eğitiminin yetersiz kaldığı ve tüm nüfusun en azından lise düzeyinde eğitim alması gerektiği yaygın olarak kabul edilmiştir. 1970’li yıllardan itibaren ise OECD ülkelerinde lise eğitiminin çağ nüfusunun tamamına yaygınlaştırılması ve üniversite öncesi eğitimin süresini uzatarak, genç nüfusun mümkün olduğunca daha uzun süre eğitim alması yönünde politikalar oluşturulmuştur.

Bu kapsamda öğrencilerin yaş grupları ve bireysel farklılıklarını dikkate almayan sekiz yıllık kesintisiz eğitimle ülkemizin en önemli zenginlik kaynağı olan genç nüfusu bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmanın mümkün olmadığından hareketle eğitim sistemimizde yeni bir yapılanmaya gidilmiştir.

Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 30/03/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Anılan yeni sistemin yürürlüğe girmesi ile birlikte çıraklık sisteminin mevzuatı da yeniden düzenlenmiş ve 09.12.2016 tarihli ve 29913 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6764 sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 26’ncı maddesinde değişiklik yapılmış ve yapılan değişiklik ile; çıraklık eğitimi sistemi zorunlu eğitim kapsamına alınmış ve mesleki eğitim merkezleri ortaöğretim kurumu olarak yapılandırılmıştır.

Bu düzenlemeye ile; Ortaöğretimin, ilköğretime dayalı dört yıllık zorunlu örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezlerinin tümünü kapsayacağı, bu okul ve kurumları bitirenlere, bitirdikleri programın özelliğine göre diploma verileceği, mesleki eğitim merkezlerindeki eğitim süresinin de 4 yıl olduğu, mesleki eğitim merkezlerine devam eden öğrencilere haftada 1 veya 2 gün okulda teorik eğitim işletmelerde de 4 veya 5 gün pratik eğitim verileceği, bununla birlikte mesleki eğitim merkezlerine devam eden öğrencilere 11’inci sınıf sonunda beceri sınavlarında başarı göstermesi halinde Kalfalık Belgesi, 12’nci sınıf sonunda da yine beceri sınavlarında başarı göstermesi halinde Ustalık Belgesi verileceği hüküm altına alınmıştır.

Ayrıca, bu düzenleme ile; ustalık belgesini almaya hak kazanmış olmanın yanında Bakanlıkça belirlenecek fark derslerini mesleki eğitim merkezlerinde düzenlenecek yüz yüze eğitim programları veya açık ortaöğretim kurumları yoluyla başarmaları halinde mesleki eğitim mezunu öğrencilere lise diploması verilmesi sağlanmıştır.

5/7/2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7180 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunun 2 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki kurumlar arasına mesleki eğitim merkezleri de eklenmiş ve mesleki eğitim merkezleri “Çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitimi ile mesleki ve teknik kurs programlarının uygulandığı özel öğretim kurumu” olarak yeniden tanımlanmıştır.

2019 yılı itibariyle, kalfalık ve ustalık için teorik sınavın ilk pilot uygulaması Nisan/2019 da Ankara'da gerçekleştirilmiştir. 27 alan ve 142 dalda yapılan kalfalık ve ustalık e-sınavının pilot uygulaması sadece bir alanda uygulanmış, tüm alan ve dallarda teorik sınavların e-sınav olarak yapılabilmesine 15 Aralık 2019 itibarıyla başlanmıştır.

Bu yeni e-sınav uygulaması ile birlikte, 2019 yılı itibariyle 120.339 Kalfalık, 90.207 aday da Ustalık olmak üzere toplam 210.546 aday sisteme başvuru yapmıştır. 2018 yılında toplamda  156.672 adayın kalfalık/ustalık sınavlarına başvurduğu dikkate alındığında başvuru sayısında yaklaşık % 35 oranında bir artış gerçekleşmiştir. Başvurulardaki bu artışa hızlı cevap verilebilmesi için; yılda iki kez yapılabilen kalfalık ve ustalık sınav sayısı 3 kat artırılmak suretiyle yılda altıya çıkarılmıştır. Ayrıca mevzuat değişikliği yapılmak suretiyle teorik sınavların 81 ilde e-sınav merkezlerinde her ay yapılabilmesinin de önü açılmıştır. Mesleki eğitim alanındaki tüm bu gelişmeler, MEB tarafından kamu oyuna açıklanan 2023 Eğitim Vizyonu hedeflerine uygun olup; sektöre duyarlı, ülkenin önceliklerine göre sürekli kendini güncelleyen dinamik bir mesleki eğitim inşasını öngören yeni bir yol haritası sunmaktadır.