ANKARA-
Köye
dönüş projelerinde uygulanan yaş sınırının kaldırılması gerektiğini belirten
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bu
sene tarımda yaşanan don olayları büyük zarar verdi. Fiyatlar yüksekti, ancak
bu durumun kalıcı hale gelmemesi için alınacak tedbirler çok önemli. Tarımın
cazip bir hale getirilmesi gerekiyor; yeni teknolojik uygulamaların arazilere
kazandırılması şart. Köy ve kent nüfusu arasındaki dengesizliği gidermek,
kentlere göçü durdurmak lazım. Bugün şehir nüfusu neredeyse genel nüfusun yüzde
72’sine ulaşmış durumda; sadece yüzde 28’lik bir kesim ziraatle uğraşıyor.
Ancak bu kesim de para kazanamıyor. Neden kazanamıyor? Çünkü üretici için
fiyatlar yeterince kârlı değil. Bu nedenle üretici, geçimini sağlayamadığı
için, sonraki kuşaklar da mecburen şehirlere göç etmeyi tercih ediyor. Tarım
yapılan bölgelerde sosyal alanların oluşturulması, tarımsal desteklerin
artırılması ve bilinçli tarım uygulamalarının teşvik edilmesi gerekiyor” dedi.
-“TARIM
DAHA DA CAZİP HALE GETİRİLMELİ”
Tarımsal üretim verilerindeki
artışın sevindirici olduğunu ancak mevcut ihtiyaçlara kıyasla hâlâ yetersiz
kaldığını vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları (TESK) Genel Başkanı Bendevi
Palandöken, “Para kazanan insanlar
memleketlerini ve topraklarını bırakıp başkasının yanında çalışmak istemezler.
Ancak şu anda görüyorlar ki, geçmişte annelerinin babalarının yaptığı
hayvancılıkla süt para etmiyor. Aynı şekilde, sebze ve meyvede de kazanç
sağlayamıyorlar. Tarımla uzun süre uğraşmalarına rağmen çalıştıracak insan
bulmakta zorlanıyorlar. Yaş gruplarına bakıldığında, artık köylerde 20-40 yaş
arası neredeyse kalmamış durumda. Tarımsal faaliyetleri 60-70 yaşındaki anne
babalar, imkânları ölçüsünde sürdürebiliyor. Bu durum da üretimin azalmasına ve
fiyatların yükselmesine neden oluyor. Peki, enflasyonu nasıl düşüreceğiz? Bu
ürünlerin üretimini nasıl artıracağız? Bunun için üreticilerin teşvik edilmesi
ve tarım arazilerinde, meyve bahçelerinde, hayvancılıkta daha fazla destek
sağlanması gerekiyor. Aynı zamanda sosyal imkânlar artırılmalı, çocukların
eğitim görebileceği yerel okullar açılmalı. Avrupa ile karşılaştırıldığında
bizdeki oranlar oldukça geri. Tarım, gerçekten sevgiyle ve emekle yapılması
gereken uzun soluklu bir iştir” ifadelerini kullandı.
-“DESTEKLER
KAPSAYICI VE TEKNOLOJİK OLMALI”
Devlet desteklerinin kapsamının
genişletilmesi gerektiğini belirten Palandöken, “Tarımda sulama kanallarından yollara kadar altyapı güçlendirilmeli,
ulaşım kolaylaştırılmalı. Üretim alanlarına pozitif ayrımcılık yapılmalı; zirai
ilaç fiyatları düzenlenmeli, hatta bir kısmı devletçe desteklenmeli. Tarladaki
ürünlerdeki fiyat dengesizliği hem alım gücünü düşürüyor hem de üretimi
azaltıyor. Oysa nüfus arttıkça tüketim de artıyor; üretim desteklenmezse
fiyatlar daha da yükselir. Don ve kuraklık gibi doğal afetlere karşı önceden
tedbir alınmalı; bilinçli tarım teşvik edilmeli. Bölgesel tarım haritalarıyla,
şehir merkezlerine yakın bölgelerde üretim planlanarak taşıma kaynaklı israf
azaltılabilir. Çiftçiye tarım ekipmanı temininde kolaylık sağlanmalı; zirai
aletlerdeki vergi ve ÖTV kaldırılmalı. Üretici kendi köyünde geçinebilecek
duruma gelirse, üretim artar, bereket olur; esnaf, çiftçi ve halk kazanır.
Ülkemizde ziraat mühendisleri ve teknisyenler var; sahada üreticiyle birlikte
çalışarak üretimi destekleyebilirler. Böylece şehirdeki yoğun nüfusun bir kısmı
yeniden köye döner. Bugün büyükşehirde 2-3 aylık kira, kırsalda bir yıllık
gelire eşit hale geldi. İnsanlar bu yüzden köylerinde kalmak istiyor. Bunun
için kırsala pozitif ayrımcılık şart. Aksi hâlde fiyatlar düşmez, üretim
artmaz. Çiftçiye hem destek verilmeli hem de üzerindeki vergiler
kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.